sinefil

eklenecek filmler hakkında şöyle bir konuştuk. benim kafa yapısı konuları yazıp paketlemeden rafa kaldıramıyor. o yüzden yazmam gerek. alınganlık falan göstermediğimi baştan söyleyeyim. bu sinefil olayı için ben yeterli biri değilim #459963 nolu entry'den zaten durumum anlaşılıyor olması gerek. 'izlediklerimi yazıyorum'dan öteye geçmedim, geçmeye de pek niyet etmedim açıkçası. ha izlenilenler arasında bir değerlendirme elbette yapıyorum ama ne bileyim mesela ben hala matrix'deki o neo'nun uyanışını çok severim. ister milyonlarca kez oylanmış olsun ister binlerce kez yayınlanmış olsun, ister tüm ergenler bunu konuşsun xd.

olayın mutfağı ya da daha önemlisi sanat tarihi açısından yeri ve önemine de uzak sayılırım. bu aslında insani bir mesele de olabilir. insan bünyesi mücadele edeceği durumlar içine girer, fazlasından sakınır imiş. ben böyle keyfi işleri mücadele edilebilir alan olarak görmüyorum. ha benim beğenim her şeydir demek de değil. aynı kulağıma hoş geleni dinlerim, gözüme hoş geleni izlerim hesabında olduğu gibi böyle de yaklaşmıyorum olaylara.

diyorum ki; ufak tefek takıldığım şeyler var kendimce. mesela the legend of 1900 adlı filmin sadece son dialogları için gözümde on numara filmdir. geriye kalan özelliklerine hiç takılmam. atıyorum life of pi filminde çok acayip sanatlar yaratmış olabilir ama adamın vedalardan bahsetmesi kanıma dokunduydu mesela, onu öyle hatırlar ve severim.

bilmediğim kısımları hakkında ahkam kesemem, insan her şeyin ölçüsüdür kafasına da henüz erişemedim ama en azından sinema açısından baktığım vakit, olay benim için sadece seyir keyfi sağlayan, yaşadığın andan uzaklaştıran bir faaliyettir. bu yüzden "kaliteli film" kaygısını anlamakla birlikte çok da hissettiğimi söyleyemem. sıradanlığa, devamlı yapılmış ve para kazandıran işlere bir güzelleme olarak da görmemek lazım bunu ama işin tersinden bakıldığı zaman bir işin az kişi tarafından beğenilmiş olması da onu tek başına kaliteli yapmak için yeterli olmamalı.

işte sanat filmleridir, marjinal işlerdir o yüzden bana ciddi anlamda uzak gelir. adam bir sahnede bana sinema tarihinin başyapıtını sunsa ben onu algılayabilir miyim? (cahilliğe övgü değil bu kısım lütfen dikkat) algılayamam elbette... benim için seyir keyfini tanımladığım aralığa giriyorsa ancak o zaman algılayabilirim.

bu tür işlerin somut kriterleri olmasını çok isterdim. vakti zamanında bir film yüzünden yapılan tartışmaları falan da hatırlıyor garipsiyor insan. kriter pek yok. sinema tarihi açısından yeri ve önemi ya da bir filmin yapım aşamaları konusunda bilgilerin elbette çok değeri var ama işte bir eser, onu izleyenin zihninde var olduğu kadar olabiliyor ancak. hele hele elinde kamera ile herkesin görüntüler ile bir hikaye anlatabileceği bir devirde yaşıyorsak hala işte şunlar baba yönetmen, bunlar değil diye ayırmak bana garip geliyor. mutlaka şunlar bunlardan iyidir ama hepsi tarihi bir bilgi gibi. neye göre iyi denildiği vakit, ben şu rengi daha çok seviyoruma kadar geliyor mesele. bir anlamda eskiyi bir mihenk taşı olarak kabul etmek gibi bir şey oluyor ki bunu da çok benimseyebildiğimi söyleyemem. insanlık bir anda hafızasını kaybetse mesela bu işler nasıl olurdu? vardı böyle filmler hehe.

ha boşver bunları otur öğren araştır, ilim sahibi ol deniyorsa da işte öyle bir derdim yok diye tekrar söylemem gerekir. sonuçta benim açımdan doldurdukları yer belli, üzerlerine yüklediğim anlam belli. ne yapayım ben buna şimdi? game of thrones izliyordum mesela bunları yazmak için böldüm. mesela bu dizinin manyağı çok ama benim için izlediğim bir diziden ibaret. hani hiç bir konuya o kadar önem atfettiğim söylenemez ama bir dizi için kendimi paralayamam ki? izlerim, beğendiğimi yazarım, beğenmediğimi yazarım. bu kadar.
izlediklerimi dimağlarım olayı da sadece bundan ibaret.

hani o kadar blog yapmış, o kadar içerik girmiş. biz bunu sinefil yapmazsak ayıp olur falan diye düşündüyseniz. cidden el değmemiş en temiz duygularım ile rica ederim. :) benim böyle işlerde zaten gözüm yok. elimden geleni, yapıp edebildiğimi yaparım ama işte maksat hasıl olur mu? istenilen bu mudur? bu konularda ciddi şüphelerim oluştu. o yüzden tekrar tekrar edeyim, ben bu sinefil olayına ya da genel olarak sanat konusundaki elit kesme pek yakın biri değilim. benim kendimce kriter belledğim minik minik konuların toplamda bir kıymeti olmayabilir. o yüzden bence sinefillik olayımı bir gözden geçirin derim. biz sinema konusunda bilinçlendirmek istiyoruz derseniz, benim bu konuda çok da katkı yapabilmem söz konusu değil. sıradan bir izleyiciyim işte...

bu kadar uzun yazdım, denk gelince okunsun diye böylece tematik giriş olarak bırakıyorum. öyle şu yazı için bile kimsenin vaktini çalmak istemem lan :)

Kategoriler: Paylaş

Yorum bırah: