yalnız kadın vs yalnız erkek

bu tür konulara pek bulaşmam ama muhteşem bir tespit yapmak istedim. tespitimin özütünü baştan vereyim. kadının kendisi bizatihi bir değer olduğu için erkeğe göre baştan avantajlı ama eğer yıllar geçer de son kullanma tarihi dolarsa işler tersine dönüyor.

şimdi çok sert bir bakış gibi gelmesin, kadınlar meta değil falan filan de kendisini bundan öte bir yere konumlandırmamış kadınlar var bir sürü. doğurganlık olayı yine biraz konu dışı elbette ama sırf anne olmak için yalnızlıktan kaçan bir kadının da çocuğuna çok fazla bir şey vereceğini zannetmiyorum.

erkeğin tekil hali aslında kendine yeter bir hal, buna ek zanaatler geliştirdiği vakit çok daha işleri geliştirmiş oluyor. öyle ölüp gitse de ahanda adam şunları bunları yaptı denebiliyor. yalnız ölmek, çilelerin en büyüğüdür belki ama bir kadının yalnızlığı ile erkeğin yalnızlığı kıyaslandığı vakit sanki kadınınki daha beter bir şey.

hikayenin en başından beri erkekler kadınları etkilemek için debelenip duruyor, her yaptığı işin kadına açılan bir kapısı var. peki bu durumda kadın ne için debeleniyor? işte güzel olmak, doğru adamın onu seçmesi ve anne olmak. işte hikayelerde de büyük dengesizlik var aslında.

bunun yerine tam donanımlı kadın olsa ve gelecekte kendi kendine de üreyebilse erkeğe bir ihtiyaç kalmazdı. diğer atraksiyonlar bir köşeye atılmış olurdu ve belki sadece beğenilme, fark edilme ihtiyacı falan kalırdı geriye ama bir türlü bu istikamette seyretmiyor, hala erkeğin yapıp edebildikleri ile tanımlanıyor her şey. bakalım ne ara değişecek hikayeler, göreceğiz.

Kategoriler: Paylaş

Yorum bırah: