etkileşim

arkaplanda olan hikaye bu sanki. koskoca tanrı bile bundan muaf değil. yalnız başına oturamamış, arada kızıp azarlayacağı, müsibetlerle hoplatacağı insanoğlunu falan yaratmış. mevcut varlıkların etkileşimi yeterli gelmemiş olmalı ki bu böyle olmuş.

tabii konuyu dallandırıp budaklandırmadan, etkileşimden muaf olanın zihinlerden de otomatikman uzak olması gerektiğini söylemek lazım. bu yüzden oraya buraya bakınca bundan başka bir şey görmüyor olabiliriz. (o yüzden zihnin bug'ı olabilir yani)

gözlemliyor olmak etkileşime girmek sayılır mı? bunu bilemem ama allahın elektronları gözlemlendiği vakit daha farklı davranıyorlarmış mesela. atomların kendi seviyelerindeki etkileşimlerini geçtim bir de utanmadan gözlemciye şaka falan yapıyor itoğluitler.

metabolizmanın kendisi içinde de etkileşim var bir sürü, sonra etkileşimler bütünü bünye tutuyor başka bir bünye ile etkileşime giriyor. şöyle tek tek bakınca bu ne saçma iştir diyor insan. araya bir kısadevre atılsa bu kadar etkileşmeye çalışmasak falan ne rahat olurdu aslında.

bundan daha acayibi, tek başına kalan birimin kendini de fark edememesi. başkasının gözünde kendini tanımlayan insanoğlu kafasından tek tek, çok da bir manası olmayan karıncaların kollektif uğraşlarının bir ortak akıl misali yapı meydana getirmelerine bakınca insan cidden şaşırıyor.

asimetrinin ve eşitsizliğin de kaynağı gibi duruyor bu iş, geliştirmek için etkileşim şart, iletişim için etkileşim şart. tanrının bile kaçamadığı, bilinmezlik ile belinin bükülüp insanoğlunu yaratmasının nedeni gibi duran bu etkileşime iman etmeyelim de ne yapalım yani?

Kategoriler: Paylaş

Yorum bırah: