gözün kapanımlılığı

boş zamanlarımda üzerine bolcana düşündüğüm hadisedir. algıladıklarımız sadece gördüklerimizden ibaret olsaydı (aslında matrix daha doğrusu idealizm olayı yani) ve gözü kapattığımız her an aslında dünya yok olsaydı. bunu fark edemezdik bile. hadi daha güzelini düşünelim, göz açıp kapayana kadar evren kendini dinlendiriyor, yorulduğu bu varoluştan kendini azade ediyor * ve işte o anlık yok olup geri geliyor.

ilginç olurdu işte, böyle düşüne düşüne kendimi meşgul ediyorum. bakıyorum yollar bitiyor. genelde zaten bir yere yürürken ve başka dikkat dağıtıcı bir şey elde yokken kafayı meşgul eden bir hissiyat. kendi bakışından sıyrılıyorsun ve anlık olarak her şeyin gidip geldiğini görüyorsun falan. böyle de bir deneyimi yaşamak istemez miydiniz hehelixd?

bunu genele yaydığımız vakit, o daha da ilginç oluyor. herkesin evreni kendine ama belki tüm insanların aynı anda göz kırptığı bir an olabiliyordur? sonuçta olasılık hesabıysa olasılık, belli bir senkronu zaten var. imkansız değildir diye düşünüyorum. hah belki de kıyamet işte o anı bekliyordur? insan bilincinden kaybolan varlık, artık neyleyeyim ben bu oluşu deyip bana seni gerek seni diyebilir mesela? ne de olsa bilinmek (yüceler yücesine dipnot) için olmadı mı bunların hepsi?

bir de ölüm mevzusu var. gözünü yummak muhabbeti işte. zaten deyimlere girince vardır o işin kökeni diyor insan. gözün açık gitmeyecek mesela. sebep? yarım kalmış işten öte belki ölen gözdeki yansıma bir çelişkiye mi yol açıyor nedir? evrenin hatlarını mı karıştırıyor? ruhun arafta mı kalıyor? artık algılanmayan gözdeki oluşundan mı tiksiniyorsun? nedir yani?

yapıp ettiklerini toparlayıp artık gözlerimin bir açımlılık halini sona erdirmek istiyorum diyeceksin ve gözün kapanacak, huzur bulacaksın. son aşama için bundan güzeli var mıdır ki?

Kategoriler: Paylaş

Yorum bırah: